Language

2 Mayıs 2013

İki hafta sonra bugün, bu saatte...

Evet.. Tam iki hafta sona bugün, bu saatte Pegasus'un Roma uçağına binmiş, hayallerime doğru ilk reel adımı atmış oluyorum. (Ekleme: gezimin en az 2 ay süreceğini yazmayı unutmuşum.. :) )



Küçüklüğümden beri hep yeni yerlere gitmek, gezmek ve görmek, keşfetmek bir tutkum olmuştur. Çocukken  babamın aldığı bisikleti, lise bitene kadar kullanmış, annemin "aman kızım sakın sokaktan dışarıya çıkma" dediği her gün, ben ya Bakırköy'e gitmiş, ya da daha önce hiç gitmediğim, sadece adını duyup bende merak uyandıran Bebek'i keşfetmek umuduyla yola çıkıp Maslak yollarında kaybolmuştum.


Ama bu yetmiyordu, daha uzaklara gitmem gerektiğine inanmaya başlamıştım. Bisikletle gün içinde evimden ne kadar uzağa gidebilirdim ki? Akşam eve dönmek zorundaydım. Bu işin pedal çevirmekle olmayacağını anladım. Bir motosiklet almalıydım. Evet kesinlikle bir motosikletim olmalıydı. Ani... Motosikletli özgür kız...

Üniversiteyi kazandıktan sonra (tabi liseyi de ikincilikle bitirdiğim için ^_^) bizimkiler beni ödüllendirme gereği hissettiler ki, daha fazla "Vespa istiyorum" ısrarlarına dayanamayıp, nihayetinde beni bir ET4 sahibi yaptılar. Eh ne de olsa babamın kızıyım. Her ne kadar babamı hiç Vespa kullanırken görmemiş olsam da, gençlik fotoğrafları ve dükkanında sakladığı eski model Vespa'sı, babamın damarlarında, dolayısıyla da benim damarlarımda motosiklet ruhunun aktığının bir göstergesiydi. Eeee... armut dibine düşermiş :)

İşte özgürlüğüme açılan kapı buydu. Vespaaaaaa..... :) Annem ve babamı yalvar yakar motosiklet fuarına gitmeye ikna ettim. Ve işte oradaydı... Benim Vespam beni bekliyordu. Hayalini kurduğum motosiklet, tüm cazibesi ve tüm dişilik kokan hatlarıyla, tüm şirinliğiyle beni bekliyordu. Şaka gibi gelecek biliyorum ama sadece 50TL kaparo ile motosiklet artık benimdi. Plakasını da özel seçtim, adımı taşıyordu.. :)

Gel zaman git zaman, 8 sene oldu Vespamla birlikteliğimiz. 60bin kmyi devirdik. Dağlara çıktık, kumsallara girdik, derede yüzdük, çamura battık, yağmurda ıslandık... Yani Vespamın girmediği delik, çıkmadığı tepe, gitmediği yol neredeyse kalmadı (tabi mecaz anlamda söylüyorum, yoksa gezecek ve keşfedecek daha çoooook yer var :) )

Ancak bu da yetmez oldu. İnsan her zaman daha fazlasını ister ya... Ben de daha hızlı, daha güçlü bir motor istemeye başladım. Vespamı seviyordum ama artık tüm ihtiyaçlarıma cevap veremiyordu. Aslında kısmen elinden geldiğince cevap vermeye çalışıyordu ama çok hırpalanıyordu benim isteklerimi yapacak diye. Vespamla koca koca kayaların olduğu yollardan geçip dağlara çıkarmak, evet bencilce düşünmek gerekirse çok eğlenceliydi, ama Vespamın dili olsaydı herhalde "Ani, beni getirdiğin yollara bak! Bana çok kötü davranıyorsun, yoksa beni artık istemiyor musun?" derdi..


Para biriktirmeye başladım yeni bir motosiklet için. Eh öğretmenlik yaptığım yıllardan yeni bir motosiklet alacak kadar para biriktirdiğimi söyleyebilirim. Sonra düşündüm "ulan, madem bu kadar para biriktirdin, neden gezmiyorsun? Bütün bi paranı motosiklete mi vereceksin?" dedim kendi kendime. Valla iç sesim o kadar haklıydı ki... Kendimi bi anda İtalya'yı araştırırken buldum. İtalya'dan yola çıkarım oradan İsviçre'ye geçerim dedim. Eh buralara kadar gelmişken bi de Fransa yaparım. Eee dibinde zaten İspanya var e orayı da görmeden olmaz, eh burnumuzun dibi Portekiz derken bir baktım Fas'a inmişim. Biraz fazla mı uçtum ne :)

Tabi ne de olsa hayal bu.. Dünyanın en ucuz şeyi: hayal kurmak. Hayallerinde her şeyi düşünebilir, her şeyi yapabilir, istediğin gibi biri olabilir, dünyayı gezer, hatta uzaya fırlarsın. Sonra benim hayaller Fas'tan Mısır'a, oradan Dubai'ye sonrasında Nepal'e doğru gidiverdi. Vay arkadaş!! Nasıl GENİŞ bir hayal gücüm varmış!! Abim diyor ki "öleceğini mi öğrendin de böyle bir kerede gezmeye çalışıyorsun her yeri" ... Diyemiyorum ki ipimi yıllardır tuttunuz tuttunuz, şimdi koparma zamanı :)

Kimi arkadaşlarım ve çevredekiler "Ani yeter artık gidiyorsan git, sıkıldık senden de gidiyorum yazılarından da" dediler. Valla arkadaşlarım :) sıkılıyorsanız o sizin sorununuz :) Annem derdi ki hep "sıkı can iyidir kolay çıkmaz" :)

İki hafta sonra bugün, bu saatte uçuyor olacağım Roma'ya... hayallerime doğru... Ve bir macera başlayacak benim için...

Bugün kendiniz için iyi bir şey yapın: hayal kurun!

Sevgiyle kalın..

5 yorum:

  1. Gercekten kutlarim. Kendin icin cok guzel birsey yapiyorsun. Motosikletin zaten var her zaman motosiklet alabilirsin. Ama her zaman dunyayi gezecek firsatin olmayacak. Hayallerinin pesine dus ve yakala onlari. Darisi bizlerin basina. Sevgiler

    Eralp Terem

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler sevgili Eralp, aslında bizler hayatın en değerli şeyinin sağlık, para, mutluluk vs. olduğunu zannediyoruz. Ama yanılıyoruz. Hayatın en değerli şeyi aslında hepimizin boş yere kullanmaktan çekinmediği, çarçur ettiği, kıymetini bilmediği ZAMANIMIZ!!

    YanıtlaSil
  3. Tum yazi ve paylasimlarini takip eden biri olarak cok faydali bir blog olacagindan eminim. Interail mecaralarini tecrubelerini sabirsizlikla bekleriyorum. Basarilarinin devamini dilerim...

    YanıtlaSil
  4. Insanlarin hayallerini gerceklestirmesi kadar guzel bir sey yoktur ki siz gerceklestirmissiniz. Gunumuzde, insanlar adim atmaktan usenirken siz 60 gun surecek bir seyahate cikmissiniz. Cesaretinizden dolayi tebrik ediyorum sizi ve herkesin ornek almasi gerektigini dusunuyorum.

    YanıtlaSil